28 Eylül 2013 Cumartesi

Dalâlet, Allah'ın yolundan sapmak; hidayet ise Allah'ın yolunda olmaktır.

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.
 BAKARA-16
İşte onlar, o kimselerdir ki, hidayet ile dalâleti satın aldılar. Fakat onların ticareti, onlara hiç kâr sağlamadı ve hidayete ermiş değillerdi. 

Dalâlet, Allah'ın yolundan sapmak; hidayet ise Allah'ın yolunda olmaktır. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'de 7 hidayetten bahsetmektedir.

27 Eylül 2013 Cuma

TASAVVUF NEDİR ?

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

          
TASAVVUF NEDİR ?-PEYGAMBER (sav)EFENDİMİZİN VE SAHABENİN YAŞADIĞI HAYATTIR.DOLAYISIYLA FARZDIR HATTA ŞARTTIR.

   Tasavvuf,kimileri tarafından sof (yün) kelimesinden kimilerine göre de sofa (Peygamber (sav) efendimizin devamlı sohbet yaptığı üstü kapalı etrafı açık salon) kelimesinden geldiği söylenir.Ama Tasavvufun gercek anlamı; Peygamber (sav) efendimiz ve bütün sahabenin KUR’ANI HAYATLARINA gecirdikleri bir hayat tarzıdır.
BİRİNCİ TELVİH; (Telvihat-ı tis-a.Saidi-i Nurs-i  Hazretleri)
Sual:Tarikat nedir ?

GÖK KATLARI

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

                                                GÖK KATLARI



RUHUN ALLAH'A ULAŞMASI
1- BİRİNCİ GÖK KATI     Birinci kata çıkma yetkisini aldığı anda (%7 nur birikimi gerçekleşene kadar) ruh ana dergâha ulaşır. Ana dergâhta artık ona bir rahle ve bir Kur'ân-ı Kerim teslim edilecektir. 10'arlık insan ruhları sıralarından birine yerleşecektir. Her sabah Hz. Ebubekir'in elini öperek oradaki dergâhın, oradaki müderrisin kürsüsünün arkasında altın kapının sağ tarafındaki secde edenlerden birisi olacaktır. Ve altın kapıdan (Sırat-ı Müstakiym'in başlangıç noktasından) yukarıya yükselmeye başlayacaktır. (1. gök katı) Birinci katta secde edecek ve kalacaklar.

26 Eylül 2013 Perşembe

İNSANIN ŞEYTAN İLE OLAN İlİŞKİSİ!.

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

İNSANIN ŞEYTAN İLE OLAN İlİŞKİSİ!.
İNSANIN MUTSUZLUĞUNU OLUŞTURAN FAKTÖR; NEFSİNİN AFETLERİDİR.

 Çünkü Afetler Şeytana Kucak Açarlar. ŞEYTAN da Onları İstediği Gibi Kullanır.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha Allahû Tealâ bizleri bir sohbette biraraya getirdi. Herşey çok mu güzel yoksa bana mı öyle geliyor sevgili kardeşlerim? Hepinizi çok ama çok seviyoruz
İstiyoruz ki; hepiniz mutlulukları yaşayasınız. İstiyoruz ki; dışımızdaki insanlar da mutluluğu öğrensinler, yaşasınlar. Herşeyden evvel şu bilinmeli ki; Allah’sız bir mutluluk hiçbir şekilde mümkün olamaz.

NE KAYBEDERSİNİZ Kİ?

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.


NE KAYBEDERSİNİZ Kİ?
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allahû Tealâ’ya sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha Allah bizleri birlikte kıldı. Bir yeni sohbetimizde birlikteyiz. Bizi yaratan Allahû Tealâ’ya hamdediyoruz, şükrediyoruz.
Hepiniz Allah ile isteseniz de istemeseniz de bir ilişkinin içindesiniz. O, bizi yaratan Allah, bize aklı veren Allah. Ruhundan biz insanlara üfürdüğü için, biz insanları kâinatın en üstün mahlûku kılan Allahû Tealâ.
Bir insanın hayatı Allahû Tealâ tarafından, o kişi mutlu olsun diye kendisine verilmiştir (tevdi edilmiştir). Allah insana ruhundan üfürmüş ve insanı hayat adı verilen bir muhtevayla tamamlamıştır; yaşamak, canlı olmak. Sadece iki alternatif var: Biri yaşamak, ikincisi ölmek.
Ölü olan bir insan, ruhu kendisinde iken de ruhunu Allah’a ulaştırmış olduğu zaman da her iki halde de ruhsuz kalacaktır. Çünkü ölüm, mutlaka ruhun vücuttan ayrılmasını ifade eder. Neden? Çünkü ruh için, ölen bir fizik vücut artık bir mekân olamaz. Bildiğiniz gibi nefsler için ve ruhlar için fizik vücut bir mekândır.

TALEP ETMEK


SOHBETİN ADI: TALEP ETMEK


Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah'a sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha Allah'ın bir zikir sohbetinde birlikteyiz. Konumuz; talep etmek.

Talep etmek; istemek anlamına gelir. Allahû Tealâ buyuruyor ki: "İsteyin, vereyim!" İstersek, gerçekleştirir mi? Kesin. İşte Allahû Tealâ Şûrâ Suresinde diyor ki:

TEVEKKÜL’ÜN SIRRI

TEVEKKÜL’ÜN SIRRI
Saadetin yaşanmasındaki en büyük faktör, îmândır. Allah’ın size ne kadar yardım edeceğine îmân edebilirseniz, o seviyede yardım alırsınız.
Şeytanın bütün gayreti, sizi Allahû Tealâ'dan alabileceğiniz yardımın üst seviye bir îmâna ulaşarak sizin tarafınızdan temin edilmesine engel olmaktır.

İLİM VERİLENLER VE İLİM SAHİPLERİ


İLİM VERİLENLER VE İLİM SAHİPLERİ
 
Konumuz, ilim verilenler ve ilmin sahipleri.
Allahû Tealâ’nın ilmi bütün devirlerde, mutlaka bütün kavimlere ulaştırılmıştır. İlim insanlar tarafından kabul edilmiştir veya edilmemiştir ama şurası kesin bir gerçek ki; insanların %90’dan fazlası her devirde Allah’ın emirlerine ve kendilerine verilen ilme isyan etmiştir.

RUHUN ALLAH’A İKİ DEFA ULAŞMASI

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.



RUHUN ALLAH’A İKİ DEFA ULAŞMASI
 
Konumuz; Allah’a iki defa ulaşmak.

Allah’a iki defa mı ulaşılır? Evet, iki defa ulaşılır. İnsan ruhu eğer o kişi hayattayken Allah’a ulaşmışsa, bu 1. ulaşmadır. Ölümden sonra da mutlaka 2. defa ulaşma olacaktır. İyi ama ruhumuz zaten Allah’ta, nasıl olur? Azrail (A.S) ve O’nun adamları, melekler, ölüm melekleri görevlerini yapabilsinler diye.
Evvelâ gök katları üzerinde engeller olduğunu bilin. Allahû Tealâ diyor ki:

7/A'RÂF-40: İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).
Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız.

Allahû Tealâ diyor ki: “Allah’ın âyetleri ve resûlleri ile alay edenlere gök kapıları açılmaz.” Bu kilitleri açacak olan iki tane faktör vardır:
1- Ölüm melekleri. Anahtar onlarda vardır.
2- Vücudun içinde bir esir olan, bir köle, bir rehine olan nefs.

Osmanlı’daki edep



SUAL: Sahâbe ve Osmanlı’daki edep ve sevgiyi anlatır mısınız?

CEVAP: Sevgili okuyucular,edep, İslâm’ın en önemli müesseselerinden biridir. İnsanların birbiriyle ve mürşidleriyle olan ilişkilerini dizayn eden bir sistemdir. Allahû Tealâ Kur’ân-ı Kerim’de ulûl’emirden bahsediyor. “Sizden olan ulûl’emre itaat ediniz!” buyuruyor. Ulûl, sahipleri demek; emr de, bildiğiniz emir, emretmek yani yapılması lâzım gelen şeyleri tebliğ etmek olayı... Yaptırmak üzere faaliyete geçmek. İşte sevgili okuyucular, ulûl’emr, odur.

Ulûl’emrin görevi nedir? Allahû Tealâ’dan resûlün aldığı emrin kendisine tebliğinden sonra, başkalarına tebliğ ederek, onların yapılmasını sağlamak.

İRŞAD VE MÜRŞİD


İRŞAD VE MÜRŞİD
    Allah yolunda olmak, Allah’ın bir büyük mutluluğu…
Allah’ın yolunda olmak 7 tane safha oluşturur. Allah’a ulaşmayı dilemekle başlar her şey. Dilemezseniz Allah’ın yolunda olamazsınız. Çünkü Allahû Tealâ’nın yolu, ruhun 7 tane gök katını aşıp 7. katta 7 tane de yatay istikamette ayrı ayrı âlemlerden geçerek zikir hücrelerinde zikrini tamamlayarak Sidretül Münteha’ya ulaşması, Sidretül Münteha’dan da dikey bir yolculukla Allah’ın Zat’ına ulaşması ve Allah’ın Zat’ında yok olması işlemidir. Nedir bu? Seyr-i sülûk. Allah’a doğru yücelme, yükselme ve Allah’a varışı ifade eder. Böyle bir müessesenin insana tatbik edilmesi, muhtevaya baktığınız zaman mutlaka bir vasıta gerektiriyor. Bu vasıta mürşiddir.
Allahû Tealâ insanların Allah’a ulaşmayı dilemelerini ister. Sonra? Sonra mürşidine tâbiiyetini ister. Mürşidine tâbiiyetle beraber ruh, vücuttan ayrılır, Allah’a doğru yola çıkar. Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmainne, Radiye, Mardiyye ve Tezkiye kademelerinde yani 7 tane nefs kademesinin herbirinde nefsin o kapkaranlık olan kalbindeki, %100 afetle dolu olan kalbindeki afetlerden %7’si, ruh her gök katına ulaştıkça azalır. 1. gök katında ilk %7, 2. gök katında ikinci %7, 3. gök katında üçüncü %7, 4. gök katında dördüncü %7… Böyle bir ahenk içerisinde 7 tane %7 nur birikimi gerçekleşir ve kişinin ruhu 7. gök katının 7 tane âlemini geçerek Allah’ın Zat’ına ulaşır. Bunu mutlaka yerine getirmek, bütün insanların üzerine Allahû Tealâ tarafından farz kılınmıştır. Sadece o kadar mı?

AKAİT VE ÎMÂN

 AKAİT VE ÎMÂN    
    Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha bir zikir sohbetinde birlikteyiz.
Konumuz: Akait ve îmân.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’in öğrettiği dîn öğretisi %100 Kur’ân’ı içeriyordu. O, Allah’ın kalbine yazdığı Kur’ân-ı Kerim’in bütününü kalbinden okumak yetkisinin sahibiydi. Başka bir alternatif olabilir mi? Kitaptan okuyor diyebilir miyiz? Hayır, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ümmî idi, okuma yazma bilmiyordu. Hiçbir zaman da öğrenmedi. Öğrenmesine gerek yoktu çünkü Allahû Tealâ kalbine Kur’ân-ı Kerim’i yazmıştı ve dilediği an, kalbindeki Kur’ân-ı Kerim’den hemen kullanıyordu.

RUH VÜCUTTAN AYRILIRSA İNSAN ÖLÜR MÜ?

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

1. RUH VÜCUTTAN AYRILIRSA İNSAN ÖLÜR MÜ?
İRCİÎ EMRİ BİR ÖLÜM EMRİ MİDİR?

"Ruh vücuttan ayrılırsa kişi ölür" anlayışı, dînimize sonradan girmiş bir büyük hurafedir, iblisin insanlığa bir büyük tuzağıdır. Allahû Tealâ Kur'ân-ı Kerim'inde "Hayatı veren de öldüren de biziz." buyurmaktadır (Hicr-23, Mulk-2).
15/HİCR-23: Ve innâ le nahnu nuhyî ve numîtu ve nahnul vârisûn(vârisûne).
Ve muhakkak ki; Biz, sadece Biz hayat veririz. Ve Biz öldürürüz. Ve varis olanlar da Biziz.

67/MULK-2: Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azî zul gafûr(gafûru).
"Sizin hanginizin en güzel ameli yapacağını" imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Ve O; Aziz'dir, Gafûr'dur.

Ruhun insana hayat verdiğine dair tek bir âyet-i kerime mevcut değildir. Kaldı ki, ruh insanda Allah'ın bir emanetidir. Allahû Tealâ'nın insanı eşref-i mahlûkat kılması da, sadece ve sadece Allah'ın ona üfürdüğü ruh sebebiyledir. İnsandan başka hiç bir varlık, Allah'ın ruhunu bünyesinde taşıma yetkisinin sahibi değildir (Secde-9).

11 Eylül 2013 Çarşamba

Allah Kainatı Niçin Yaratmıştır? 1

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

Allah Kainatı Niçin Yaratmıştır?
ALLAH KAİNATI NİÇİN YARATMIŞTIR ?
Allahû Teâlâ buyuruyor ki: Bütün göklerde ve bütün arzlarda yarattığımız her şeyi katımızdan sizlerin emrine musahhar kıldık, ey insanlar .
45/CÂSİYE-13: Ve sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minhu, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).
Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır.

Sizin için yarattık, emrinize muhassar kıldık, sizin emrinize tahsis ettik diyor .

Allah Kainatı Niçin Yaratmıştır? - 2

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

Allah Kainatı Niçin Yaratmıştır? - 2

İnsanların çok büyük bir çoğunluğunun cehennemde olması söz konusu. Devam ediyor Allahû Teâlâ Vel Asr;
Birinci yedi basamak Allah'a ulaşmayı dilemekle noktalanıyor. İkinci yedi basamak amilüssalihat yapmakla, nefsi ıslah edici ameller yapmakla gerçekleşiyor. Burası ondördüncü basamak. Mürşide ulaşıp Allah'ın yoluna girip, nefs tezkiyesine başladığımız nokta.
Ve tevasav bilhak; Hakka ruhunu ulaştırıp, ruhunu Hakk'a, Allah'a teslim edip böylece bu tecrübeyi kazanan ve başkalarına da Hakk'a ulaşmayı tavsiye edenler. Üçüncü 7 basamağın sonu.
Ve tevasav bissabr; Hakk'a ulaştıktan sonra sabır sahibi olan, salihlerden olan kul, sabrı tavsiye ediyor. Bu üçüncü dördüncü yedi basamağın sonunu ifade ediyor. 

Allah Kainatı Niçin Yaratmıştır? - 3

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

Allah Kainatı Niçin Yaratmıştır? - 3

67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler. 


Burda mefhumu muhalifinden hareketle kesin bir olgu görüyoruz. Cehennem bekçilerine ne diyor o insanlar "Eğer biz onları işitmiş olsaydık, kulağımızdaki vakra alınmış olsaydı ve idrak etmiş olsaydık, kalbimizdeki ekinnet alınmış olsaydı, burada cehennemde mi olurduk?" Sonuç olarak şu gerçekle karşılaşıyoruz. Kulaklarında vakra olan ve kalbinde ekinnet olan kişiler cehennemdedir, ama bu engeller alınmışsa onlar mutlaka cennettedirler.

KUR'AN'DAKİ FARZLAR

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.


Kur-an Farzları

KUR'AN'DAKİ FARZLAR
1-Allah'a davet etme

16/NAHL-125: 
Rabbinin yoluna (Allah'a ulaştıran yola, Sıratı Mustakîm'e) hikmetle ve güzel (pozitif dereceler kazandıracak) öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Muhakkak ki senin Rabbin, O'nun yolundan (Sıratı Mustakîm'den) sapanları (dalâlete düşenleri) ve hidayete erenleri bilir.