28 Eylül 2013 Cumartesi

Dalâlet, Allah'ın yolundan sapmak; hidayet ise Allah'ın yolunda olmaktır.

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.
 BAKARA-16
İşte onlar, o kimselerdir ki, hidayet ile dalâleti satın aldılar. Fakat onların ticareti, onlara hiç kâr sağlamadı ve hidayete ermiş değillerdi. 

Dalâlet, Allah'ın yolundan sapmak; hidayet ise Allah'ın yolunda olmaktır. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'de 7 hidayetten bahsetmektedir.


3/ÂLİ İMRÂN-73:
Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah'a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi'dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).

2/BAKARA-120:
Ve sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden asla razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah'a ulaşmak (Allah'ın kendisine ulaştırması) işte o, hidayettir.” .Sana gelen ilimden sonra eğer gerçekten onların hevalarına uyarsan, senin için Allah'tan bir dost ve bir yardımcı yoktur.

Birtakım meal verenler, buradaki muhtevada hüdallah kelimesini, Allah'a ulaşmaktır ifadesini Allah'ın ulaştırmasıdır şeklinde de yorumluyorlar. Eğer böyle yorumlayanlar varsa onlar için de hidayetin ne olduğunu iki ayeti kerime ispat ediyor:

42/ŞÛRÂ-13:
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

Allah dilediğini kendisine seçer ve onlardan kim Allah'a yönelirse, Allah'a ulaşmayı dilerse Allah onları kendisine ulaştırır. Eğer hüdallah'ı, Allah'ın ulaştırmasıdır şeklinde ifade ediyorsak, o zaman bir kelime daha ilâve etmemiz lâzım oraya:

"Allah'ın kendisine ulaştırmasıdır." Çünkü hidayet adı verilen bir yapıda ulaştırmak, Allah'ın zat'ına olacaktır. Allahû Tealâ diyor ki:

13/RA'D-27:
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”

Hidayet, insanoğlunun kendisinde emanet olarak bekleyen ruhunu, Allah'ın kendisine ulaştırmasıdır. Ruhumuz bir emanettir ve Allahû Tealâ'ya mutlaka ulaştırılması gereklidir. İşte bu nankör olan, inkâr eden ve cahil olan insanın, nefsi ile fizik vücudu beraberce ruhu emanet olarak almışlardır ve de emanetlerin sahibi Allah'tır:

4/NİSÂ-58:
Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki Allah, onunla (bununla) size ne güzel öğüt veriyor. Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten ve en iyi görendir.

Her halükârda hidayete ermek, insanın kendisinde bir emanet olan ruhun, o emanetin gerçek sahibi olan Allah'a iade edilmesidir, teslim edilmesidir. Hidayet, sadece ruhun Allah'a teslimi değildir. Bu birinci teslimdir. Fizik vücudun teslimi ikinci emanetin teslimidir. Nefsin teslimi üçüncü emanetin teslimidir. İradenin teslimi dördüncü emanetin teslimidir. Böylece teslimlerden ibaret bir dünya hayatını yaşarız. 28 basamaklık Kur'ân'a göre tanzim edilmiş bir İslâm merdiveninde, bütün emanetler 7 safhada Allah'a teslim edilir. 7 safhanın 7'si de ayrı ayrı hidayetleri oluşturur.

3. basamakta kişi Allah'a ulaşmayı diler; 1. hidayettedir. (Al-i İmran-103)
14. basamakta mürşidine ulaşıp tâbî olur; 2. hidayettedir. (Meryem-43)
21. basamakta da ruh Allah'a ulaşır, 3. hidayettedir. (Al-i İmran-73)
25. basamakta fizik vücut Allah'a teslim olur, bu 4. hidayettir. (Hac-37)
26. basamakta nefs Allah'a teslim olur, bu 5. hidayettir. (Muhammed-5)
27. basamakta irşada ulaşır, bu 6. hidayettir. (Yunus-9)
Ve nihayet salâh makamının 28. basamağınıh 5. kademesinde irade de Allah'a teslim olur, bu 7. ve son hidayettir. (En'am-97)

Allahû Tealâ tarafından ruhun hidayeti üzerimize tam 12 defa farz kılınmıştır. Kur'ân-ı Kerim, hidayetin ve bu muhteva içerisinde dalâletin açıklamalarını getirmektedir.

Bir insan Allah'a ulaşamayı dilemediği taktirde dalâlettedir, dalâlette olanların gideceği yer cehennemdir. Ve zamanımızda bir kişinin Allah'a ulaşmayı dilemesi ve irşad makamına tâbî olması, teslim olması dîn adamları tarafından inkâr edilmektedir:

2/BAKARA-159:
Muhakkak ki, beyyinelerden indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.

Burada hidayet müessesesinin dalâlet karşılığı satın alındığı ifade edilmektedir.