Mİ’RAC ; Yükselecek yer,En yüksek makam,Huzur-u ilahi.Anlamlarını taşır

"Allah!a ulaşmayı dilemek nedir ? Merak mı ediyorsunuz ?.

Mİ’RAC
Mi’rac; Yükselecek yer,En yüksek makam,Huzur-u ilahi.Anlamlarını taşır.Ve “mi’rac” olayını gercekleştirmek bir nevi tayyimekandır.Tayyimekan nedir ? Düşünce hızı ile mekan değiştirmektir.
Üç türlü tayyimekan vardır.
1-Nefs tayyimekanı.
a) Hergece uyuduğumuzda bilincimiz dışında nefs’imizin vücudumuzdan ayrılarak yaptığı tayyimekan.
b) Allah’ın yardımı ile velilerin bilincli olarak nefs’lerinin vücutlarından ayrılarak gercekleştirdikleri bir tayyimekan.
c) Şeytanın yardımı ile zulmani yolda olanların bilincli olarak nefs’lerinin vücutlarından ayrılarak gercekleştirdikleri bir tayyimekan.
2-Ruh tayyimekanı.Allah’ın “MÜRŞİD”olarak tayin ettiği velilerine verdiği bir yetki ile vücutlarından ayrı RUH olarak gercekleşen bir tayyimekandır.
3-Fizikvücut tayyimekanı.Ruh’un fizik vücud’a ve onun içindeki nefs’e örtü olarak gercekleşen bir tayyimekandır.Bu tayyimekan, sadece Peygamberler ve Peygamber olmayan kavim resullerinden seçilmiş olan devrin imamlarına mahsustur.

Peygamber (sav) efendimiz recep ayının 27.gecesinde “fizik vücut tayyimekanı” ile Cebrail as.la birlikte önce Mekkeden mescid-i aksa’ya oradan dikey bir yolculukla gök katlarını birer birer gecerek alemlere oradan da yatay bir yolculukla alemleri (Kader hücreleri,Ümmülkitap,Kudretdenizi,Makamımahmut,Divanısalihin,Zikirhücreleri ve İndiilahi)gecerek indiilahinin sonu olan “sidretilmüntehaya” orada Cebrail as kalıyor ve Peygamber (sav) efendimiz tek başına dikey bir yolculukla Allah’ın huzuruna çıkıyor (İsra/1).Ve Allah’utela ile yüzyüze görüşüyor(Necm/6….18).Bu görüşme esnasında namazda okuduğumuz “ETTEHİYATÜ”nün kelimeleri geciyor aralarında bir de Adem as dan beri var olan ama henüz Peygamber efendimize tabi olanlarda ibadet olarak başlanmamış Namaz ibadeti emri de o zaman veriliyor.
Peygamber(sav)efendimiz daha önce Allah ile konuşuyomuydu? Evet ama “vahiy”ile(Necm/3,4)
Peygamber(sav) efendimiz daha önce Allah’ı görmüşmüydü? Evet ama “nefs’inin kalb gözüyle”(Necm/11) Fakat mi’rac ta ruh’unun başgözüyle gördü.Ve Allah bu ayette “gördüğünü (Allah’ı görünce)kalbi yalanlamadı(daha önce kalbiyle gördüğü için)”diyor.
Geri dönüşünde sidretilmüntehada Cebrail as ı yine gördü ve beraber aynı gecede yeryüzüne indi.Hem giderken hem gelirken aynı zamanda Mekke Kudüs arasında yolculuk yapan kervanları da gördü.Sabah bu yolculuğu ve o kervanları anlattığında kimse inanmadı ve hz Ebubekire gittiler ve “seninki”iyice sapıtmış akla hayale gelmeyecek şeyler anlatıyor dediler.Hz Ebubekir bunu size o mu söyledi yoksa bir başkasından mı duydunuz dedi.Onlarda kendisi söylüyor deyince “eger bunları kendisi söylüyorsa kesin doğrudur”buyurdu.Daha sonra gelen kervanlar gelince bir coğu olayı idrak edebildi.
Mi’rac konusunda,gercekleri bilmeyenler birçok hurafe üretmişlerdir.Namaz o zamana kadar yokmuş ta o zaman insanlar namaz kılmaya başlamış,hayır!..Namaz Adem as dan beri her ümmet tarafından gercekleştirilen bir ibadetti(Bakara/43,83-Nisa/162-Maide/12-A’raf/170-Yunus/87-İbrahim/37-Meryem/31-Enbiya/73).Allah’uteala namazı “50 rekat”olarak emretmiş te aşağıya inerken Adem as a rastlamış o “senin ümmetin bunu kaldıramaz geri dön bunu indirt”demiş o da geri dönmüş Allah’a arzetmiş biraz indirtmiş vs.. Bunlar doğru olabilirmi? Hayır neden ? Çünkü Peygamber (sav)efendimiz tasarruf altındadır o na her şeyini Allah yaptırır.Daha da ötesi Allah ile pazarlık yapılmaz bunlar hurafeden başka bir şey değildir.
“ Namaz mü’minin mi’racıdır hadisi”ne gelince; Gercekten namaz mü’minin miracıdır ama sadece o kişinin ruh’unun indi ilahide yedi vakit olarak kılınan namaza iştirak etmesi acısındandır.Bunlar “hangi mü’minlerdir”? –Bunlar “Allah’a ölmeden evvel ruh’larını kalben ulaştırmayı”dileyerek daha sonra hacet namazı kılıp Allah’tan MÜRŞİD’lerini öğrenip o mürşid’e tabi olduklarında ruh’ları bedenlerinden ayrılarak önce Ana dergah’a sonra da gök katlarını aşarak Allah’ın zatına ulaşacak olanların ruhları mi’rac olayını her namaz da gercekleştirirler.Yoksa her namaz kılan değil.Zaten kurtuluşa erecek mü’min olabilmesi için kişinin,”Ölmeden evvel ruhen Allah’a ulaşmanın var olduğuna,farz olduğuna ve kendisinin de bunu mutlaka gercekleştirmesi gerektiğine “iman etmesiyle mümkündür.Mülaki olmak:Ulaşmak,Kavuşmak demektir.Hem ayetlerde hem de hadislerde bu şart vardır.
2 / BAKARA - 223 : ... Kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü'minleri müjdele.
11 / HUD - 29 : Ve ey kavmim! Buna (tebliğ ettiğim şeylere) karşılık sizden mal olarak (bir şey) istemiyorum. Eğer ücretim (ecrim) varsa ancak Allah'a aittir. Ve ben âmenû olanları ((Allah'a ulaşmayı dileyenleri) tardedecek (uzaklaştıracak, kovacak) değilim. Muhakkak ki onlar, Rab'lerine mülâki olacaklar (ulaşacaklar). Ve lâkin ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.
Sahihi buhari:1.cild.47.hadis: İMAN,Allah’a, meleklerine,Allah’a mülaki olmaya,resullerine ve öldükten sonra dirilmeye inanmaktır.
Sahihi Müslim:1.cild.63.sahife:İMAN,Allah’a,meleklerine,kitaplarına,Allah’a mülaki olmaya,resullerineinanmak.kezalik öldükten sonra dirilmeye inanman ve kaderin hepsine inanmandır.
Mi’rac kandilinizi tebrik ederek Yüce rabbimizin yardımıyla hepnizin Allah’a ulaşmayı dileyerek “NAMAZI Mİ’RAC OLAN MÜ’MİNLERDEN”olmanızı niyaz ederiz.Allah hepinizden razı olsun.